8 Mart 2016 Salı

Kahverengi Rujlar


Dolgun ve çarpıcı dudaklara sahip olmak istiyorsanız önce rujunuzdan 1-2 ton koyu bir dudak kalemi sürün. Daha güçlü bir etki uyandırmak istiyorsanız, koyu kahveden vişne çürüğüne uzanan renklerden yararlanın ve mutlaka koyu renk dudak kalemi kullanın. Açık kahve tonları gündüz makyajı için risksizdir ve hemen her tonla uyum sağlar. Sadece siyah eyeliner ve maskara bile dikkati dudaklarınıza yöneltmenize yeter. 




CLARINS, 78 TL 

DIOR, 131 TL 
ESTEE LAUDER, 112 TL 

LOREAL, 32.99 TL 


LANCOME, 99 TL 

LAURA MERCIER, 143.37 TL 


MAC, 58 TL 

SISLEY, 132 TL 

TOM FORD, 110 TL 

Kaynak:http://www.elele.com.tr/


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

Temizliğin 30 Püf Noktası


1. Güneş ışınlarının cama direkt vurduğu saatlerde cam silmekten kaçınmalısınız. Güneş, camı normalden daha hızlı kuruttuğu için temizlik spreyinin ve bezin camda bıraktığı izler daha belirgin hale gelebilir. Bu sebeple camları akşam silmeyi tercih edin.

2. Temizlik spreyini yüzeye değil beze sıkmalısınız. Çünkü sprey direkt yüzeye sıkıldığı takdirde yüzeyde leke bırakabilir, yapışkan bir tabakaya sebep olabilir.

3. Tuvalet temizlendiğinde, fırça ıslak bir vaziyetteyken kabına geri koymamak gerekir. Bakteri oluşumunu önlemek için tuvaletin alt kısmıyla üstündeki oturak kısmının arasına tuvalet fırçasını sıkıştırıp kurumasını bekleyebilirsiniz. 
Brown Wooden Floor

4. Bulaşık süngerlerinizi bakteri oluşumunu engellemek için 1-2 hafta kullandıktan sonra değiştirin. Eğer bulaşık süngerinin eskimediğini düşünüyorsanız mikroplardan kurtulmak için bulaşık makinesinin üst rafında yıkayabilir, ardından nemli haldeyken süngeri mikrodalga fırında yaklaşık iki dakika ısıtabilirsiniz. 
5. Çamaşırlarınızdaki lekeleri yavaş ve nazik bir şekilde ovalamanız gerekir. Seri ve sert hareketler, lekeleri daha kötü hale getirerek kumaşı yıpratır. Lekeleri çıkarmak için kullandığınız bezin beyaz olmasına da dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde bezdeki ve kumaştaki renkler birbirine karışabilir.
Person Using Mop on Floor
6. Çıplak elle temizlik yapmaktan kaçınmalısınız. Cildinizi çamaşır suyu gibi kimyasal içeriği bol ürünlerden korumak için mutlaka eldiven takın. 
7. Çarşaflarınızı ortalama 1-2 haftada bir değiştirin. Çarşaflarınızın özelliğine uygunsa ve yıpratmayacaksa sıcak su kullanın. 
8. Daha etkili bir temizlik için daha fazla deterjan kullanılacak diye bir kaide yok. Çamaşır deterjanınızın arkasında yazan ölçülere uymaya çalışın. 
9. Oyun hamuru halıya yapıştıysa, 1-2 saat kurumasını bekleyip ardından elinizle toplayabilirsiniz. Halıyı silmek ve süpürmek hamur parçalarının halıya yapışmasına sebep olabilir. 
Woman Holding Mop

10. Koltuğa süt döküldüyse hemen temiz bir havluyla üzerindeki sütü alın. Kalan sütü temizlemek içinse nemli bir beze bulaşık deterjanı döküp koltuğu silebilirsiniz. 
11. Kahve ve kırmızı şarap gibi lekeleri ovalayarak çıkarmayı denememelisiniz. Bunun yerine kuru bir havlu alın ve halıdaki sıvıyı mümkün olduğunca havluya emdirin. Bir sonraki adımda sodayı ve buzlu suyu lekenin üzerine dökün. Ardından başka bir kuru havlu ile ıslaklığını emdirin. Bu işlemi halıdaki lekeler havluya geçene kadar tekrar tekrar uygulayabilirsiniz. 
12. Tezgaha dökülen unu kuru bir bezle veya elinizle tezgahın üzerinden sıyırıp almalısınız. Eğer ıslak bez kullanırsanız un ve su birleşir ve yapışkan bir hal alır. Temizliği çok daha zor olur.
Brown Wooden Center Table
13. Tavaya yapışan yumurtayı temizlemek için tavayı ovalamak yerine sıcak suyun altına tutup bekletmelisiniz. 
14. Paslanmaz çelik tencerelere daha parlak bir görünüm kazandırmak istiyorsanız beyaz sirke ile nemlendirilmiş yumuşak bir bezle ovalayabilir, ardından kurulayabilirsiniz. 
15. Halınıza erimiş çikolata bulaştıysa, torba içindeki buz kalıbını üzerine tutun ve sertleşmesini bekleyin. Ardından lekeyi bir bıçakla kazıyın. Eğer halıda leke kaldıysa üzerine tereyağı sürün ve sabunlu suyla temizleyin. 
16. Halıya mum damladıysa lekenin üstüne saman kağıdı bastırın, ardından fön makinesi tutun. Eğer leke kalırsa ispirto veya gaz yağıyla yok olana kadar silin. 
Empty Brown and White Bathtub

17. Pamuklu koltuk kumaşının rengini canlandırmak için kumaşı sirkeli suya batırarak temizleyebilirsiniz. Bu yöntem aynı zamanda kumaşın bir süre kir tutmasını da önler.
18. Koltuk kumaşınız deriyse ayda bir kez nemli bezle silmelisiniz. Böylece derinin gözeneklerini tıkayan tozlardan kurtulmuş olursunuz. 
19. Yatak örtüleri geceleri toplanıp bir kenara konduğu için çok fazla yıkamaya ihtiyaç duymaz. Üstüne bir şey dökülmediği veya kirlenmediği takdirde ayda bir kez yıkamanız yeterli. 
20. Bulaşık makinesinde bulunan sepete kaşıkları sadece aşağı ya da yukarı bakar vaziyette koymayın. Tam bir temizlik için bazılarını aşağı doğru bazılarını ise yukarı doğru koymalısınız.
21. Yere sim döküldüyse temizlemek için tüy toplayıcı temizlik rulosunu kullanabilirsiniz. Simler ruloya yapışacak ve ayrı bir temizliğe gerek kalmayacak.
Rectangular White Marble-top Table With Wooden Base
22. Yemek yedikten sonra bulaşıkları lavaboda biriktirmeyin. Lekelerin çıkması zorlaşır. Yemeğin ardından bekletmeden yıkayın. 
23. Mikser temizliğinde zorlanıyorsanız plastik bir kabın içine kaynar su ekleyin ve mikseri kabın içinde çalıştırın. Böylece kirler kolayca çıkar. 
24. Yeni alınan mutfak eşyalarının üzerindeki etiketleri çıkarmak için önce nemli bir bezle silip ardından bulaşık makinesinde yıkayabilirsiniz. Böylece etiketin bıraktığı izden kurtulabilirsiniz. 
25. Parlaklığını kaybeden kristal avizeleri yeniden ışıl ışıl yapmak için kristallerini limonlu suyla silebilirsiniz. 
26. Banyo fayanslarını diş macunuyla ovalayıp ardından nemli bir bezle silerek eskisi gibi parlak bir görünüm kazanmalarını sağlayabilirsiniz. 
Clear Glass Shower Room

27. Lavabodaki kireç lekelerini temizlemek için sirke kullanabilirsiniz. 
28. Tıkanan lavaboyu açmak için bir su bardağı karbonatı lavaboya dökerek üzerine bir bardak sirke ve 1-2 litre kaynar suyu boşaltabilirsiniz. 
29. Diş macunu sihirli bir temizlik ürünü haline dönüşebilir. Eski bir diş fırçası yardımıyla temizleyeceğiniz spor ayakkabılarınız ilk günkü gibi parlar. Ütü tabanındaki lekeler diş macunuyla kolayca çıkar. Pırlanta yüzüğünüzü parlatabilirsiniz. Banyo yapmadan önce bir parça diş macununu ıslatarak tüm aynayı silebilirsiniz. Banyodan çıktığınızda aynanız buğulanmayacaktır. Mutfak musluklarını ve lavaboyu temizleyebilirsiniz. Çocuğunuz duvarları mı boyuyor; pastel boyayı en iyi şekilde duvardan çıkaracak ürün diş macunu. 
30. Fırınınıza sinen kötü yemek kokularından kurtulmak için, yemek yapmadan önce fırınınızın ortasına yarısı sirke, yarısı su ile doldurulmuş bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika ısıtın ve soğumaya bırakın. 

Kaynak:http://www.elele.com.tr/


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun

Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun


Bütün kadınlara huzur ve mutluluk diliyorum hepimizin kadınlar günü kutlu olsun canlarım :) Sizleri çok seviyorum


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

Az beklenti=Çok mutluluk!


Romantik komedi filmlerine aldanıp, kitaplara inanıp, en çok da kız arkadaşlarımızla yaptığımız uzun sohbet saatlerinin sonunda ne çok şey istiyoruz. Çok yakışıklı bir sevgili, muhteşem bir kariyer, Chanel’lerin Miu Miu’ların havada uçuştuğu bir dolap, dillere destan bir evlenme teklifi, hep çok sevecek hiç aldatmayacak yakışıklı bir prens, huzurlu bir ilişki, çok yorgun eve döndüğünüz o iş gününün sonunda hazırlanan mükellef sofra, sabah uyanınca gülümseyen bir yüz… Hayalin büyüğü küçüğü olmaz evet ama olmayınca da olmuyor. Kurduğumuz tüm hayaller birer balon olup uçuyor, sönüyor, yere yapışıyor. Tabii ki hayal kurmanın kötü bir yanı yok ama işin kötü yanı sürekli beklenti içinde olmak. Beklentilerle büyüttüğümüz o adamlar istediklerimizi yapmadıklarında da acısını kendimizden, kadehlerden ya da çevremizden çıkarıyoruz. Evet, çok sevdiğinizi, aşık olduğunuzu, birbirinizle çok uyumlu olduğunuzu biliyoruz. Fakat kimsenin mükemmel olmadığını unutmayın. Bunu unutur, ilişkilerinizde mükemmeli ararsanız ömrünüzün sonuna kadar yalnız kalabilirsiniz. Her şeyin sonuna ‘daha’ eklemek, konuşmadığınız konular için beklenti içine girmek, hem sizi hem de ilişkinizi yorar. 

Hatasız kul olmaz

Ne diyor sevgili Orhan Gencebay: ‘Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni!’ Durun durun baştan başlayalım… Biz insanlar doğamız gereği hata yaparız, mükemmel canlılar değiliz. Kadın ve erkek de farklı düşünen, birbirini anladığını iddia eden iki cins. Ve bu noktada her şeyin mükemmel olmasını beklemeniz havalimanına gidip deniz otobüsü gelmesini beklemek gibi bir şey. İlişki terapistlerine göre ilişkilerde ilk hata; çatışmasız, kavgasız, mükemmel bir ilişki yaşama arzusu. Bu noktada istemeniz gereken şey huzurlu ve dengeli bir ilişki yaşamak olmalı. 

Çatışarak kazanamazsınız
Ondan istediklerinizi yapması için baskı uygulamak, kavga çıkarmak işleri daha da düğümler. Olaya biraz daha objektif bakmaya çalışın. Kendi hatalarınızı da belirleyin ve işe onları düzeltmekle başlayın. Suçlamanızın, haklı olmanızın ve üste çıkmanızın problemlerinizin çözümünü sağlamayacağından emin olun. Sevgilinizi suçlamadan ve ciddiyetle dinleyin. 
Hayallerinizden bahsedin
Kafanızda onunla birlikte yaptığınızı hayal ettiğiniz fakat bir türlü gerçekleştiremediğiniz planlarınızı onunla da paylaşın. Sizi arayıp, ‘Hayatım iş çıkışı arkadaşlarla maç izleyeceğiz’ dediğinde, tribal enfeksiyon hastalığına yakalanmadan önce, o akşam için kurduğunuz planları anlatın; ‘Ben de birlikte film izleyebileceğimizi düşünmüştüm.’ Emin olun bu tavrınızın üzerine bugün olmazsa en geç yarın akşama bir çözüm bulacaktır! ‘Oysa beni aramasını beklemiştim’, ‘Bana böyle davranmasını beklemiyordum’ gibi düşünceler yalnızca sizi üzer. Eğer haberleri olmazsa sizin için hiçbir şey yapmazlar. 
Günlere büyük anlamlar yüklemeyin 
Sevgililer Günü, doğum günü, yılbaşı, yıldönümü derken neredeyse 12 ayın hepsine özel bir gün illaki düşüyor. Hepsinde büyük hediyeler, jestler, çikolata şelaleleri, pırlanta yüzükler, özel programlar beklemek biraz haksızlık değil mi? Olmadığında da suratınızı asıp, onu sıkıntıya sokmamalısınız. Hadi artık vazgeçin özel gün sevdalarından. Ayrıca o kadar özel bir günse ve sizin için bu kadar kıymetliyse, siz niye sokmuyorsunuz elinizi taşın altına? 
Özensiz değil rahatlar! 
Birlikte tatile çıkmak için günler öncesinden randevularınızı aldınız, alışveriş turlarınızı tamamladınız! Manikür, ağda, dip boya, cilt bakımları, yeni iç çamaşırları, elbiseler… Siz harıl harıl çalışırken onda hiçbir hareket olmamasını eleştirmeyin. Özensizlikle suçlamayın! Bütün bunlar onun da çok heyecanlanmadığı anlamına gelmiyor. Onlar iki tişört, şort ve diş fırçasından başka bir şeye ihtiyaç duymayabiliyor. Bu sebeple sizin yaptığınız hazırlıkları da anlamaları maalesef pek mümkün olamıyor! 
Her şeye kırılıp, bozulmayın! 
Her bakışa, her söze, her davranışa bir kulp uydurup, olmayan şeyler üzerinden kırılmayın. Varsayımlar üzerinden kavga çıkarmayın. Erkekler düzdür. Ne söylüyorlarsa gerçekten onu ifade ederler! Söylemek istedikleri şey o cümlenin dışında olan kelimeleri kapsamaz! Altında boşuna başka manalar aramayın. Sakin olun ve kendinize şunu sorun: Bu istek ya da karşı taraftaki arzuladığım değişim, benim için olmazsa olmaz bir şey mi? Bunun için bu kadar üzülüp, olayları büyütmeli miyim? Cevap evetse, size şimdiden kolaylıklar dileriz. Hayırsa, biraz daha gayretle ilişkinizi toparlayacağınızdan ve daha az hayal kırıklığına uğrayacağınızdan eminiz! 

Kaynak:http://www.elele.com.tr/


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

3 Mart 2016 Perşembe

Günün Ojesi Flormar Pearly Rich Life PL451

Flormar Pearly Rich Life PL451 kahve tonlarında inci parlaklığında çok hoş bir oje. Her türlü kıyafetle kullanılabilecek bir renk :)Kalıcı da aynı zamanda.Bu aralar tırnaklarım uzamıyor çok fazla :( idare edin canlarım.
Flormar Pearly Rich Life PL451
Flormar Pearly Rich Life PL451
Flormar Pearly Rich Life PL451
Flormar Pearly Rich Life PL451

Flormar Pearly Rich Life PL451
Flormar Pearly Rich Life PL451
Tırnaklarıma Flormar Pearly Rich Life PL451 numaralı ojeyi iki kat sürdüm.Bakalım beğenecek misiniz?
Flormar Pearly Rich Life PL451
Flormar Pearly Rich Life PL451


Siz Flormar Pearly Rich Life PL451 ojeyi denediniz mi?


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

Birini Sevmenin 50 Yolu :)

Ways to keep the spark in your love relationship!

1. Onları kendileri olduğu için sevin.

2. Eleştirel olmayın.

3. Potansiyellerini görmeleri için onlara yardımcı olun.

4. Verici olun.

5. Onların mutluluğu sizin mutluluğunuz olsun. 
6.Onlara mektup yazın ve ne kadar değer verdiğinizi söyleyin. 
7. Sakinliğe ihtiyaç duyduklarında onları sakinleştirin. 
8. Onlara yemek pişirin. 
9. Nazik olun. 
10.Onları dinleyin. 
11. Onları affedin. 
12. Onlarla ağlayın. 
13. Ailesini ziyaret edin. 
14. Beraber seyahatlere gidin. 
15. Onlara sevdiğinizi söylemeyi ihmal etmeyin.
16. Onlara inanın. 
17. Onların hayallerine saygı duyun. 
18. Nasıl hissettiğiniz konusunda her zaman dürüst olun. 
19. Onlara sadık olun. 
20. Onlara dürüst olun. 
21. Onlara sürpriz yapın. 
22. Uzlaşmaya istekli olun. 
23. Kalbinizi, zihninizi ve kulaklarınız açık tutun. 
24. Onların sevdiği faaliyetleri beraber yapın. 
25. İlişkinize güvenin. 
26. Onları savunun. 
27. Onlara sarılın sevginizi fiziksel olarak göstermekten kaçınmayın.
28. Onlara her gün gününün nasıl geçtiğini sorun. 
29. Birbirinize derin sorular sorun. 
30. Onları neden sevdiğinizi söyleyin. 
31. Beraber yürüyüş yapın. 
32. Her şey hakkında konuşun özellikle konuşmaya korktuğunuz konuları konuşun. 
33. Her zaman size soru sorabilmelerine izin verin. 
34. Bir gün ilişkiniz bitse bile onun hayatının aşkı olacağını hissettirin. 
35. Olayları onların bakış açısından da görmeye çalışın. 
36. Yanlış olduğunuzda bunu itiraf edin. 
37. Özür dileyin. 
38. Yaşamın geçici olduğunu unutmayın. Bu sizin onu her gün daha çok takdir etmenizi sağlar.
Photography of Couple Sitting on Bench
39. Fiziksel özelliklerini olduğu gibi sevin. 
40. Beraber kitap okuyun. 
41. Birlikte öğrenin. 
42. Korktuklarında yanında olun ve elini tutun. 
43. Hasta olduklarında onlarla ilgilenin. 
44. Onlar size kötü davransalar da onları sevmekten vazgeçmeyin. 
45. Her zaman yanında olacağınızı hissettirin. 
46.Onları özel günler haricinde de hatırlayın. 
47. Romantizm için zaman ayırın. 
48. Kolay kolay onlardan vazgeçmeyin. 
49. Koşulsuz sevin. 
50. Kendinizi sevin. 


Kaynak:www.thoughtcatalog.com (Çeviri)
         
 

Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

2 Mart 2016 Çarşamba

Boş Mumlukların 7 Farklı Kullanım Alanı

from candle jar to storage container


















 1.Makyaj pamuklarınızı yerleştirin

2. Fırçalarınızı yerleştirin

3. Rujlarınızı sergileyin

4. Ojelerinizi saklayın

5. Parfüm numunelerinizi yerleştirin
6.Küçük göz farlarınızı yerleştirin
7. Diğer ürünlerinizi sergileyin


Kaynak:www.peekandponder.com



Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

İki Ev Bir Adam!

Bride and Groom Foot Photo
Sinan Akyüz son kitabı ‘Aşk Başka Evde’de evli erkeklerin başka kadınlarla uzun süreli ilişkilerini sorgulamış. Okudum, etkilendim... Karakterlerden birini nedenini bilmeden çok sevdim... Romanda adı Eylül diye geçiyor. O, evli bir adamla beraber. Tam 15 yıldır! Hem çok seviyor hem de inanılmaz acı çekiyor. Çünkü sevdiği adam karısını terk etmiyor, öte yandan Eylül sevgilisine o kadar bağlı ki ondan vazgeçemiyor. Bir gün yaşadıklarını roman yazarı olan Sinan Akyüz’e e-posta ile gönderiyor, Akyüz de hikayeden çok etkilenip Eylül’ün hikayesini ‘Aşk Başka Evde’ kitabına taşıyor. Bazılarına göre aptal, bazılarına göre aşkı için savaşan cesur bir kadın o! 
Ben sevince kıymete bindi!” 

Eylül ile yazışıyoruz. “Benimkisi bir umut” diyor. “Mutsuz olduğunu sevdiğim adam da biliyor, karısı da. Toplum baskısı yüzünden ve karısı hırs yaptığı için yani onu bana bırakmamak adına ayrılmıyor. Hasbelkader giden evlilikleri ben sevince kıymete bindi.” Eylül’ün ilişkisine bakışı böyle… “Resmi olarak evli olmasan da yıllar sonra karı-koca gibi hissediyorsun. Her şeyimizi birbirimize danışarak yapıyor, ona göre hareket ediyoruz. Görüştüğümüz gün ikimiz için de mutluluk ve huzur demek!” Anlamak zor değil aslında ama insan yine de düşünmeden edemiyor; bir insan ikinci kadın olmayı nasıl kabul eder? Akyüz’e bir kadının hangi psikoloji ile ikinci kadın olmayı kabul ettiğini sordum.“Mesela nasıl oluyor da, ‘Karısını boşayıp bana gelmiyor. Bu adam aslında beni kandırıyor’ algısı yaşamıyor?”dedim. Cevabı şöyle oldu: “Yasalar önünde birinci kadın o olabilir ama gönlündeki kadın benim” diye düşünüyor. ‘Seni bırakıp gideceğinden korkmuyor musun?’ diye sordum birine. ‘Ben o adamın evden bana mutsuz geldiğini görmeyecek kadar kör değilim. O evde yapamadıklarını bu evde yapıyor. Ben ona bu özgürlüğü veriyorum. O yüzden korkum yok’ dedi. Adam toplumun istediği ilk evliliğini devam ettiriyor. O evde iki çocuk yapmış. Bu kadından da beş çocuğu var. Kadın adamdan hayatı boyunca bir şey istememiş. Mutsuz bir adamı mutlu edip başka bir kadının koynuna gönderiyor. Bu kadınlık duygusu olarak hiç kolay değil elbette... Herkes annesinin, babasının biricik kızı. Kimse günün birinde metres olacağını aklına getirmez… Metres olmak büyük yük, taşınması güç bir etiket. Aslında bunun temel nedeni aşk.” 

Diğer evdeyken değişen hisler...

Başkaları bıraksa ilişkisinde çok mutlu Eylül ama işin diğer boyutu da var. Ona korkularını soruyorum, nasıl hissettiğini; “Onu evine gönderdikten sonrası zehir” diyor. “Artık tekrar onu görene kadar onu beklemek, görme umuduyla günlerini geçirmek... İlişkiyi yaşarken hep tedirginsin. Sürekli kaybetme korkusu yaşıyorsun. Yanımda olduğu gün ‘sevdiği kadın benim’ diyorum, gittiği an ‘hayır ben değilim, ben olsam gitmezdi’ diyorum. Ama benle yaşadıklarını, benle paylaştıklarını ilk kez benle yaşadığını da hissedebiliyorum.” Sinan Akyüz, ikinci kadının aslında evliliği ayakta tuttuğunu söylüyor. “Birinci kadın adamın hayatında ikinci kadını öğrendiğinde, toplum ‘bu kadın adamı boşar’ diye düşünüyor. Gerçek böyle değil. İkinci kadın aslında evliliği ayakta tutuyor. Birinci kadını kendine getiriyor, evliliğin üzerindeki ölü toprağını atıyor, kadın evliliği ayakta tutmaya çalışıyor. İlginç olan da şu; metres yüzünden kocasından boşanan kadınların büyük kısmı sonradan kendileri de metres oluyor. Çünkü kadın aşk istiyor. Evli kadınlar yuvasını kurtarma ve intikam savaşına giriyor. Boşanan kadınlar da eski kocaları evlendiği halde onlara kafayı takarak yaşıyor ve onlarla flört etmeye çalışıyorlar. Bu yüzden ‘metres yuva yıkan mıdır yoksa yuvayı ayakta tutan mıdır?’ diye sorduğumuzda birçoğu yuvayı ayakta tutuyor.” Peki erkekler eşleri onlar için çaba sarf ettiğinde gerçekten geri dönüş yapayabiliyor mu? “Bunun çok örneği var. Yaşanıyor çünkü erkeğin bir dönem sevdiği kadın evdeki kadın. Erkek monotonluktan kaçmış. Çocuklarına annelik yaparken kocalarının da annesine dönüşüyorlar. Kadın bunu fark edip yeniden kendini değiştirmeye, eski günlerdeki gibi görünmeye başlıyor. Bir de kadınlar evlendiklerinde kendileri için değil toplum için yaşamaya başlıyor. ‘Toplum ne der, arkadaşım ne der?’ diye düşünüyor. Toplum için yaşanan süreç bizi bu noktaya getiriyor. Bu yüzden tıkanıyor evlilikler.
Kadın cesur, erkek korkak 
Eylül aşkı için çok şeyi göze almış. Aşık ve kırılgan kelimeleri... “İkinci kadına kimse iyi gözle bakmıyor. Peki şimdi herkese soruyorum: Kim hesabını bile yapamadan yıllarını verir? Hiçbir garantin yok. Bir gün sana ‘eyvallah’ diye mesaj atsa… Hatta atmadan bile gidebilir. Hesap soramazsın! Oysa nikahlı eşin olsa bu şansı var mı? Ailesi var, eşinin ailesi, hesap vereceği çocukları, akrabaları var. Bir gün giderse ortada kalırım.” Buna rağmen ilişkisinden vazgeçmiyor. “O hayatımda var diye, etrafıma duvar örüp her şeyi elimin tersiyle itiyorum. Bir kere görmek için saatlerce yol gidiyorum, çünkü o an göremesem kim bilir ne zaman göreceğim? Bayram, doğum günü gibi özel günlerde yanında olamamak çok kötü. Çünkü önce ailesi, sonra sen gelirsin. Çok fazla bedel ödersin.” Eylül çok bedel ödüyor da peki erkek mutsuzsa neden boşanıp sevdiğini söylediği kadınla evlenmiyor ya da eşi mutsuzsa neden adım atmıyor? Akyüz şöyle diyor: “Bizde toplumun getirdiği yazılı olmayan kurallar var. Kadın kocasının metresi olduğunu öğrendiğinde annesi kadına şunu söylüyor, ‘Bu ülkede aldatılan tek kadın değilsin, aklını başına topla ve kadın gibi davran. Gölgesinde kim oturursa otursun ağaç senin.’ Bu laf kadının kocasını boşayamamasını açıklar. Toplumun erkekten beklentileri var. ‘Bir ailen var, iki çocuğun var, evde çocuklarının anası var.’ Bazı şeyleri erkekler namus olarak görür. Böylece ikili bir ilişkiyi sürdürebilir. Erkek hiçbir şey hissetmediği bir kadınla birlikte olabilir. Toplum ‘temiz aile kızı’ dayatıyor, halbuki yüreğimiz bunu söylemiyor. Toplumun kıskacında nefes almaya çalışıyoruz. Erkekler olarak toplumsal alışkanlıkları kıramıyoruz. Eğer dışarıdaki kadın da birinci kadına dönüşüyorsa, onun da istekleri başlıyorsa erkek için olumsuz oluyor. Erkek o zaman diyor ki ‘evdeki kadın bir dönem aşık olduğum kadındı. Peki bu kadının ondan ne farkı var?’ İşte o zaman eve dönebiliyor. Türkiye’de bir kızla flört ediyorsunuz, arabanın içinde sevişiyorsunuz. Flörtten çıkıp ilişkiniz evliliğe dönüyor. Evlenince bırakın arabada sevişmeyi yatakta bile cinselliği yaşamıyorsunuz, kadın başlıyor ‘ayıp olur, gören ne der’ demeye... Böylece ilişkiler ölüyor.” Eylül’e bu kadar zorken, neden devam ettirmeyi seçtiğini de soruyorum; “Çünkü seviyoruz birbirimizi, deliler gibi aşığız. Birkaç kez ayrılmayı denedik ama insan severek ayrılamıyor. Hayatın, nefesin olmuşken ayrılmak imkansız. Onsuz günüm cehennem gibi. Biz çok emek verdik bu ilişkiye. Çok şeye katlandık. Benimkisi umut işte! Belki bir gün kavuşuruz, kim bilir” diyor. 

Kaynak:www.elele.com.tr



Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku