27 Nisan 2016 Çarşamba

İstediğinizi Yiyerek de Zayıflayabilirsiniz!



Yaz aylarının yaklaşıyor olması ile herkesi kilo verme telaşı sarıyor. Hal böyle olunca da kısa sürede kilo vermeyi vadeden sağlıksız 'şok diyetler' yeniden gündeme gelmeye başlıyor. Oysa, sağlıklı ve dengeli beslenerek kilo verebilmek ve her şeyden önemlisi geri almadan sürdürülebilir bir kilo kaybı ile 'optimum yaşam kalitesi'ni sağlayabilmek de mümkün. Uzman Diyetisyen Nesrin Eriş, şok diyetlerin önemli sağlık sorunlarına yol açtığını belirterek, sağlıklı bir diyetin nasıl olması gerektiğiyle ilgili önemli ipuçları paylaştı.

Kişiye özel diyet

Tamamen kişiye özel, sağlıklı ve dengeli bir diyet programı ile kalıcı ve sağlıklı kilo kaybı sağlanabilir. Normal hayatta kullandığınız 5 grup besini (et, ekmek, sebze-meyve, süt-yoğurt, yağ-şeker) diyetinizle her gün makul ve mantıklı miktarlarda alabilmeniz mümkün. Hiçbir besini yasaklamadan, sadece miktarlarını ayarlayarak konforlu bir kilo kaybı yaşayabilirsiniz. İdeal kilo kaybı haftada 1-1,2 kg’dir. Çok hızlı kilo kaybı, vücut yağının değil su ve kasın azalmasına neden olur.

Sevdiğiniz tüm besinleri tüketebilirsiniz ancak... 
Kıtlık bilincinden uzaklaşarak yemek miktarını ayarlayıp sevdiğiniz tüm besinleri tüketebilmek ve kilo almamak, yani zayıflamak uzak bir hayal değil. Beslenme, alışveriş, fiziksel aktiviteye yönelik davranışlarınızı yaşam standartlarınıza uygun şekilde değiştirmek bile hayat boyu sağlığı, ideal kiloyu ve bedeninizle ilgili tüm isteklerinizin karşılanmasını beraberinde getirecektir. Diyet yapmak hiçbir şey yememek, saatlerce aktivite yapmak ve aç kalmak, dolayısıyla mutsuz olmak demek değil. Sevdiğiniz tüm besinleri kontrollü olarak, miktarını ve değişimlerini ayarlayarak rahatlıkla tüketebilirsiniz.

Kaynak: http://www.elele.com.tr/


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

26 Nisan 2016 Salı

Avon Today Parfüm

Bugünü yaşayan romantik kadınlar için...tropikal çiçek kokuları...Tazeliği ve tutkuyu temsil eden frezya ve kaktüsün, kelebek çiçeği, gül ve misk ile karışımı.Ürün hakkında Avonda yazan ifade bu.
Avon Today Parfüm
Avon Today Parfüm

Gelelim benim yorumlarıma;aslında Avon Today Parfüm gerçekten çok çekici bir parfüm. İlk sıktığınızda kendinizi tropik bir sahildeymişsiniz gibi hissettiriyor. Kalıcılığı da Avon parfümlerde hep beğendiğim gibi gayet yüksek.Normalde şekerli kokuları daha çok beğenirim ama bu Avon Today parfüm benim alışkanlığımı değiştirdi diyebilirim.

Avon Today Parfüm
Avon Today Parfüm
İş yerinde sıktığımda arkadaşlarımda bayılıyor bu kokuya ve hep merak ediyorlar parfümün ne diye. Satın almaya değer bir parfüm.zamanında 2 kutu birden almıştım.Vücut losyonuyla beraber daha bir kalıcı oluyor..Avonun en iyi parfümleri arasında bence.Siz ne düşünüyorsunuz?
Avon Today Parfüm
Avon Today Parfüm

Siz Avon Today Parfümü denediniz mi?


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle



Paylaş:
Devamını Oku

Soslu Bademin Çekilişi


Soslu Bademin Çekilişi


Soslu Bademin Çekilişi


Soslu Bademin Çekilişi


Soslu Badem ikinci yaşına girmesi sebebiyle "soslu badem iki yaşına giriyor çekilişi" yapıyor.
İki asil şartı var biri onu GFC’ den onu takip etmeniz, diğeri de bu duyuruyu herhangi bir sosyal medya hesabından paylaşmanız. Detayları buradan öğrenebilirsiniz.


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

16 Nisan 2016 Cumartesi

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farını daha önce yaptığım bir Gratis alışverişinden almıştım. Essence ürünleri ile dolu bir makyaj çantasını yaklaşık 20 TL ye satın almıştım. Makyaj çantasından bu kalem de çıkmıştı :)

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı
Essence Stays No Matter What Kalem Göz FarI

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı
Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı

Ürün Açıklaması;
Yumuşak, suya dayanıklı ve inanılmaz kalıcı yapısı ile 16 saate kadar dayanır ve eyeliner kalemi ve göz farı olarak kullanılabilir. Jumbo göz kalemi ve farın uygulaması kolay ve bulaşmaz.

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı
Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı
Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı

Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı hem göz farı hem de göz kalemi olarak adlandırılıyor ve ucu o kadar yumuşak ki ben buna bayıldım. Ben bu kalemi göz farı olarak ve de kalemi göz içine sürüyorum. Gerçekten çok kalıcı hiç bir akma dağılma yapmadan saatlerce dayanabiliyor. 16 saate kadar dayandığını iddia ediyor ben o kadar uzun süre kullanmadım ama kesinlikle 10 saatin üstünde bir dayanma özelliği var.Ben deki rengi mor ve sedefli bir renk ben çok beğenerek kullanıyorum.Siz ne düşünüyorsunuz?
Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı
Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farı


Siz Essence Stays No Matter What Kalem Göz Farını denediniz mi?


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle




Paylaş:
Devamını Oku

15 Nisan 2016 Cuma

Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm

Lancome La Nuit Trésor, yıldızlar arası esrarengiz bir yakınlaşmadan ilham alınarak yaratılmış. Siyah gül ve vanilya orkidesinin karışımıyla ortaya çıkan bu yeni parfüm, adeta 21. yüzyılın aşk iksiri

Tutkulu bir gecede aşıklar koşulsuz aşk ile kucaklaşır. Eau de Parfum nadir bulunan işlenmemiş maddelerden oluşmuştur: Kalbinde büyüleyici Siyah Gül esansı ile Tahiti’ye özgü erotic Vanilya Orkidesi yer alır. Kokunun dibinde ise Tütsü, Papirus ağacının esansı ve tropik meyve aroması yatar.

Lancôme için 2 Fransız parfümör yıldızı tarafından yaratılan 21. yüzyılın modern aşk iksiri. İlk Leziz Afrodizyak etkisi.

Tavsiye Edilen Tüketici Fiyatı:

LA NUIT TRÉSOR EDP 50ml: 250 TL

LA NUIT TRÉSOR EDP 75ml: 325 TL
Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm
Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm 

Gelelim benim fikrime;Lancome La Nuit Tresor özellikle kendimi çekici hissetmek istediğimde kullandığım bir parfüm.Kalıcılığı orta seviyede olan bir parfüm olan Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfümü gerçekten birçok bayanın favori olabilecek bir parfümü. Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm tatlı bir parfüm ve tatlı kokuları sevenler için önerebileceğim bir koku.

Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm
Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm 
Şişesi de çok orjinal şişede kurdeladan yapılmış siyah gül var ve bu da parfümün içeriğindeki siyah gülle eşleşiyor ki bunu düşünmeleri çok yaratıcı olmuş.Siz ne düşünüyorsunuz?


Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm
Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfüm 


Siz Lancome La Nuit Tresor Kadın Parfümünü denediniz mi?


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !


Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

14 Nisan 2016 Perşembe

Avon Celebre Vücut Spreyi

Çiçeksi ve meyve kokularından oluşan ferahlatıcı etkiye sahip Avon Celebre vücut spreyi tam da havalar ısındıkça çantamızdan eksik etmeyeceğimiz bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Bu vücut spreyinin kendine has kokusunu ben çok sevdim. Parfümsü bir vücut spreyi olarak tavsiye edebileceğim bir ürün.
Avon Celebre Vücut Spreyi
Avon Celebre Vücut Spreyi


Avon Celebre Vücut Spreyi
Avon Celebre Vücut Spreyi
Yaz aylarında tazelenmek ve ferahlamak istediğinizde rahatlıkla kullanabileceğiniz mis kokulu Avon Celebre vücut spreyi benim favorim oldu.Siz ne düşünüyorsunuz?


Siz Avon Celebre Vücut Spreyini denediniz mi?


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

13 Nisan 2016 Çarşamba

Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara

Essence Lashes Go Wild Hacim Veren MaskaraGratis Alışverişimden satın almıştım. Essence ürünlerinin yer aldığı bir makyaj çantasını yaklaşık 20 TL'ye satın almıştım ve bu maskarada içinde yer alıyordu makyaj çantasının :)
Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara

Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara

Öncelikle maskara bir makyajın bence olmazsa olmaz ürünlerinden Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara görevini çok güzel yerine getiriyor. Bu maskara kirpiklere hem hacim veriyor hem de tel tel ayırıyor. Kesinlikle topaklanma yapmıyor ki ben bunu hiç sevmem. Fiyatına göre o kadar iyi çıktı ki bu maskara şaşırdım diyebilirim. Pul pul dökülme de yapmadı artı olarak.

Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara

Ürünün ambalajı da çok ilginç bir krem tüpü gibi ama maskara :) Çok orijinal bir fikir. Maskaranın fırçası kıl fırça. Kirpiklere vaat ettiği hacmi sağlıyor bence.

Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara
Ben şahsen bu maskarayı çok beğendim tekrar satın alabilirim.Siz ne düşünüyorsunuz?
Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskara


Siz Essence Lashes Go Wild Hacim Veren Maskarayı denediniz mi?



Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

12 Nisan 2016 Salı

Kadın ve Erkek Beyni Arasındaki Farklar Neler?

Kadın ve erkek beyni arasındaki farklar neler?

Erkek ve kadın beyinleri, temel fonksiyonlar açısından bir hayli benzer olsa da bilim dünyasındaki yaygın teoriler, erkek beyninin analiz ve keşfe yönelik “sistematik” bir yol izlediğini; karşısındakinin ruh halini erkeklerden çok daha kolay anlayabilen kadın beyninin ise “empatik” bir karakteri olduğunu gösteriyor.

Kadınlar ve erkekler olarak başımıza gelen hiçbir şeye, yaşadığımız hiçbir olaya aynı tepkiyi vermiyoruz. İlişkilere yaklaşımımız, başlama ve bitirme nedenlerimiz, para meselelerini algılayışımız, estetik beğenilerimiz, öfkelendiğimiz ya da sevdiğimiz şeyler, hatta kariyer hedeflerimiz neredeyse taban tabana zıt. Yine de aynı mekanlarda yaşıyor ve devamı için çabalıyoruz. Çünkü aşık oluyoruz, bağlanıyoruz, aileler kuruyoruz...

Ayrı gezegenlerden gelmiş iki farklı tür gibi davranan kadınlarla erkekleri bu hale getiren şey ise, yüzde 70 oranında hormonlar. Bir de bu hormonların beyinde aktif olduğu bölgeler... Uzmanlara göre; kadınlarda beynin sağ yarısı, erkeklerde ise sol yarısı aktif.

- Farklılıklar daha beşikte başlıyor. Psikologların yaptığı klinik araştırmalara göre, erkek bebekler ortalıkta gezinip oyalanırken, kız bebekler zamanlarının çoğunu çevrelerini gözlemleyerek geçiriyorlar.
- Erkeklerde beynin sağ ve sol yarımküreleri arasındaki bilgi akışını sağlayan kısım kadınlarınkine göre daha küçüktür. Bu da beynin duygusal tarafı (sol lob) ile mantıksal tarafı (sağ lob) arasındaki bilgi alışverişini kısıtlıyor. Bundan dolayı erkekler bir durum karşısında beyinlerinin yalnızca bir lobunu kullanmayı tercih ediyorlar.Ya sadece mantıklı ya da tamamen duygusal kararlar veriyorlar. Kadınlar ise karşılaştıkları durumlar karşısında beyinlerinin her iki tarafını da kullanabiliyorlar. Hem mantık hem de duygusal bakışla daha dengeli çözümler bulabiliyorlar.
- Kadın için önemli olan içini dökmek iken erkek için önemli olan sonuç bulmaktır. Erkek kadına hiçbir şey yapmasa bile dinleyerek destek verebilir. Bir kadında erkeğe çözüm önerisinde bulunmadan sadece onu kabullenerek yardımcı olabilir. Erkek kabul edildiğini, kadın da paylaşıldığını hissettiği zaman sevildiğini düşünür. 
- Kadınlar taleplerini doğrudan açıklamayı değil bir uzlaşma noktası bulunana kadar tartışmayı tercih ediyorlar. Amerikalı dilbilimci Deborah Tannen’nin araştırmalarına göre, erkekler bunu tamamen anlaşılmaz buluyor ve tahammül edemekleri böyle bir tartışmayı, tamamen tek taraflı bir çözüm bularak noktalıyorlar. Üstelik kendilerinden beklenenin bu olduğuna inanarak yapıyorlar bunu. Halbuki bu tavır kadınları çıldırtıyor. 
- Kadınlarda konuşma yeteneklerini yönlendiren merkez beynin sol tarafında bulunur.Erkeklerde ise bu merkezler beynin ön ve arka kısımlarında dağılmış konumda bulunurlar. Bu nedenle kadınların konuşma yetenekleri daha gelişmiştir. 
- Üzüntü anında erkeğin ve kadının beyni farklı çalışır. Erkek sessizleşir, kabuğuna çekilir, konuşmak yerine düşünmeyi tercih eder. Bir çözüm bulduğunda sessizliğini bozar. Kabuğa çekilme, gazete okuma, televizyon seyretme şeklinde olabilir. Bu arada kadın kendisinin dinlenilmediğini zanneder. 
- Bir kadının da erkeğe istemeden öğüt vermesi eleştiri şeklinde anlaşılır. Erkeğin kendisini sorunlu, arızalı, yetersiz hissetmesine meydan vermeden ona öğüt vermenin yolunu bulan kadın kendini aşmış demektir. Erkekler bu açıdan çocuk gibidirler. Kabullenip sonra yönlendirilirlerse düşünce yanılgısına düşmezler. 
- Kadınlar tatlı ve ekşiye karşı daha duyarlıdır.Erkekler ise tuzlu maddelere daha çok ihtiyaç duyarlar. 
- Bir kadın eşini sevdiğinde onun gelişmesine yardımcı olmayı, erkeğinin eksiklerini gidermeyi ve düzeltmeyi görev bilir ve bunun için çalışır. Bu doğal bir eğilimdir. Kadın bunu yaparken eşini koruduğunu düşünür. Erkek ise karısını kendisinin yönettiğini düşünmeye başlar. Yeterli olduğunu kanıtlama çabasındaki bir erkeğe kadın yardım önerdiğinde erkek yetersiz ve eksik olarak algılandığını zanneder. 
- Kadın üzüldüğünde sorunlardan söz ederek kendini rahatlatır. Erkek eşinin çok konuştuğunu söylemeye başladığında ise kadın ihmal edildiğini düşünmeye başlar.

Kaynak: www.nkariyer.com


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle

Paylaş:
Devamını Oku

11 Nisan 2016 Pazartesi

Ayrılsak da Beraberiz

Man and Woman in Brown Leather Coat Standing on Brown Soil

Başlıktan mutevellit mevzu gayet net anlaşılıyor. Evli ama ayrı yaşanan hayatlardan bahsetmeyeceğiz. Aksine bu yazıda ayrı ama birlikte yaşayanları mercek altına alacağız. Yani boşansalar da hala yediği içtiği ayrı gitmeyenleri… ‘Bu insanların derdi nedir?’ demeyin. Aradaki evlilik bağı tüm sorunların kaynağı gösteriliyor. Bu bağı kesenlerse ilişkilerine yine yeni yeniden sımsıkı sarıldığını itiraf ediyor. Durumun ehemmiyetine gelince; bu tip vakalar günümüzde sandığınızdan da yaygın. Ne de olsa en küçük tartışmalarda; ‘Ayrılmak istiyorum’ diye çığlık çığlığa bağırmak kolay. Peki ya iş gerçekten boşanmaya geldiğinde? Aynı özgüvenle ayrılığı kabul etmek ne kadar kolay? Anlaşıldığı üzere oldukça zor… Oysaki, ‘Tam da anlaşmalı boşanmaları normal kabul eder olmuştuk, bu da nereden çıktı şimdi?’ dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, boşanmış iki insanın aynı yatağı paylaşmaya devam ediyor olma fikri her film senaryosuna konu olabilecek aşırılıkta. Ama sizce de esas merak konusu olan, bu seçimi yapmalarındaki nedenler değil mi? ‘Gözden uzak olan gönülden de ırak olur’ mevzusunu yanlış anlayanlar mı bu tercihi yapanlar yoksa alışkanlık ve bağımlılıklardan kopamama durumu mu onları bu noktaya getiren? Ya da hepimizin beynine kazınan ‘ayrılıp barışmalar ilişkiyi tüketir’ algısına meydan okurcasına yapılan bu tercihin arkasında ‘yan yana olursak nasıl olsa barışırız’ mantığı mı gizleniyor? Belki de ayrılık bu gibi durumlarda bir amaçtan öte araç olarak kullanılıyor.

Her şeyin çok hızlı tüketilip harcandığı günümüzde birinden vazgeçmenin zor olduğunu görmek gerçekten güzel diye de düşünebilirsiniz. Ancak bunun çok naif bir düşünce olacağını da kabul etmek gerek. Geçmişle her gece aynı yastığa baş koymak bir metafor olarak bile kulağa korkutucu geliyor. Tam da bu yüzden, ‘Bu ilişki bitti’ demeden önce durup iki değil iki yüz kere düşünmekte, üzerine bir gece değil 5-10 gece yatıp karar vermekte fayda var. Zira boşanma kararlarının son dönemde, o eskilerin yürekten yazılan evlilik yeminlerini yırtıp atarcasına kolay alındığı da bir gerçek. Üstelik boşanmalar toplum tarafından da daha kolay kabul gördüğü için sistem de daha hızlı işler hale geldi. Buna bağlı olarak evlilik kavramının yeniden şekillendiğini de inkar edemeyiz. Birçok ilişkinin ‘open relationship’ ilan edildiği şu günlerde boşansalar da aynı evi paylaşmanın gayet normal bir durum olduğuna inanan bir kitle de yok değil. Yoksa yeni aile modeli bu mu dersiniz? 

Şimdi dinleyeceğiniz hikaye kafanızda oluşan tüm sorulara bir yanıt oluşturabilir. Önce bu gerçek yaşam hikayesini birinci ağızdan dinleyin, durumun ciddiyetine sonra karar verirsiniz: “Hikayem babamın 1996 yılındaki vefatıyla başladı. Aynı iş yerinde çalışırken tanıştım onunla. Bir yıl içinde de evlendik. Bu kararı almadan önce ailemle tanışmaya gittiğimizde karşı çıktılar bize; ‘Daha çok erken’, ‘Bize yakışmaz, kültür farkı var’ dediler hep. Henüz 19 yaşındaydık ikimiz de. Hal böyle olunca biz de saklanmaya, başka şehre gidip evlenmeye karar verdik. Antalya’da bir arkadaşımda kaldık bir hafta ve gizlice nikah kıydık. O arada İstanbul’da aileler arasında bir sürü olaylar, tartışmalar olmuş. Bir süre sonra bize ulaşıp geri dönmemizi istediler, karşı çıkmayacaklarını söylediler. Gelir gelmez düğün yaptık. Babası bir süre benimle konuşmadı. Ta ki gerçekte nasıl bir adam olduğumu görene dek… Şimdi herkesten çok değer verir bana. Neyse, evlendikten sonra bir süre her şey yolunda gidiyor gibi gözüküyordu. Ancak ilk kırılmalar başlamıştı. Ben moda fotoğrafçısıyım ve mesleğim dolayısıyla devamlı kadınlarla çalışıyorum. Gün geçtikçe şiddeti biraz daha artan kıskançlık krizleri evde baş göstermeye başlamıştı. O arada bir kızımız doğmuş ve ben henüz 20 yaşında baba olmuştum. Yani sorumluluklar da iki katına çıkmıştı. Çocuk doğunca eşim işini bırakmak zorunda kaldı. Ve tabiri caizse bana sardı. Her gün iş saatleri boyunca telefonlar açıyor, 3-4 saat beni telefonda tutuyor, genellikle küfredip bağırıp çağırıp kavga ediyordu. Telefonda konuşurken arkadan bir kadın sesi gelsin kıyamet kopuyordu. O derece kıskançtı. Ben de çocuk olduğu için acil bir durum, bir terslik olabilir kaygısıyla açıyordum telefonlarını. Sonra bu hassasiyetimi bana karşı kullanmaya başladı. Tek isteği benim mutsuz olmamdı. Hiç arkadaşım olmasın, hep yalnız kalayım istedi, kendi ailemden bile uzaklaştırdı beni. 16 yıl, boşanana dek telefon tacizleri ve kıskançlık krizleriyle geçti. Ben de bütün bu yıllar boyunca ayrılığın planını yaptım. Kızım ilkokulu bitirene dek beklemek istedim. Ama o arada çok büyük eziyet çektim, ağır bir süreç geçirdim. Kendimi acındırmak için anlatmıyorum asla bunları. Belki de böyle olması gerekiyordu. Aşırı sabır var bende de, öyle yetiştim. Bu sayede dayanabildim. Bu dönemde eve çok geç gitmeye, daha çok iş almaya başladım. Evi otel gibi kullanıyordum. Hiç konuşmamaya başladım. ‘Ne kadar az görürsem o kadar iyi’ dedim kendime ki bence uzun evliliğin sırrı da bu. Bugün ise evliliğe hiç inancım yok, tamamen toplum dayatmasından ibaret bir durum. Aşk kanuni hale gelince, kaybetme korkusu bir imza karşılığında teslim edilince her şey değişmeye başlıyor. Hep derler ya ‘büyü bozuluyor’ diye, çok doğruymuş. Evlilikte sen ne kadar verirsen o kadar eksiliyorsun. Halbuki ben hep saygılı olmaya çalıştım, o üzülmesin istedim. Bireysel boşluklara, herkesin özgür bir alanının olması gerektiğine inandım. ‘Peki, her şeye niye katlandın?’ derseniz, kızım için yaptım. En son beni evden kovmaya bile başlamıştı. Bütün bunların nedeni olarak da onu aldattığımı gösteriyordu. Çalıştığım bütün kadınlara takmış durumdaydı ve mutlaka biriyle ilişkim olduğunu iddia ediyordu. Ben de artık boşanma davası açmaya karar verdim ve yaptım. O da anlaşmalı boşanmayı kabul etti. Sonra dava günü geldi çattı. Salona girmeden hemen önce kapıda bana dönüp; ‘Ben boşanmıyorum’ dedi ve arkasını dönüp gitti. Ben de inadına içeri girdim ve iki yıl boyunca devam eden bütün duruşmalarda da kendimi avukat dahi tutmadan savundum. Ama o hiçbir duruşmaya gelmedi ve nihayetinde hakim karşı tarafın savunması olmadığından bizi boşama kararı aldı. İlk kez o gece rahat uyudum. Kendime bir ev tuttum. Başka ilişkilerim oldu ama hiçbiri ciddi değildi. Çünkü sonunda gördüm ki bütün kadınlarda bir sorun çıkıyor. Bir tanesi sadece telefonunu açmadım diye başka bir adamla birlikte olmuştu. Bir diğeri inanılmaz seksiydi ama iki kelime dahi konuşamıyorduk. O arada izlediğim ‘Mr. Nobody’ filmi beni çok etkilemişti. Bir sicim teorisinden bahsediliyordu; ne yaparsan yap sonuç aynı yere gidiyordu, sadece aynı şeyleri farklı yollardan yaşıyordun. Bir insanın kendine göre birini bulması mucize. Belki de doğanın kanunu bu. Mükemmel aşk olmamalı, artılar ve eksiler birlikte olabilmeyi başarmalı. İki yıl böyle yaşadım. Ara ara hep düşündüm, başka bir seçim yapsaydım hayatım nasıl olurdu diye. Bu kadar deli bir kadınla evlenmiştim ama bunca yıl beni ona bağlayan şeylerden birini daha bu sürede fark etmiştim; ahlaklı oluşu. Ayrı olduğumuz dönemde de öncesinde de birini hayatına sokmayı bırakın, kimseye yan gözle bile bakmamıştı. Yine de içimde ne aşk, ne sevgi, ne şehvet ne de özlem kalmıştı. Her şeyi tüketmişti. Sadece çocuğumun annesi olduğu için saygı duyuyordum. Ayrı olduğumuz süre boyunca beni sadece çocuğumla ilgili bir şeyler istemek için aradı, genelde de onun ne kadar kötü durumda olduğunu anlatıyordu. Bir kez olsun, ‘Özledim’, ‘Eve geri dön’, ‘Seni seviyorum’ demedi. Hayattan bir türlü tatmin olamadı. Hep mutsuzdu. O dönem kızım bu durumdan çok kötü etkilenmeye başladı. Evden kaçmaya çalışıyordu. Pedagoga götürmeye başladık. Bunun üzerine hayatımda bir dönüm noktası olacak kararı aldım ve bazı günler gidip ailemin yanında kalmaya başladım. Sonunda ayrı tuttuğum evi tamamen kapattım. Eşyalarımı sattım. Yanına geri döndüm. Yani boşanmıştık ama beraber yaşamaya başlamıştık. Kızıma da bu durumu tüm şeffaflığıyla açıkladık. Ancak bu kararla birlikte sanki karşımda bambaşka bir kadın vardı. Sakin, anlayışlı, pozitif ve alttan almasını bilen bir kadın. Belki büyümüştü, belki ayrılık gözünü korkutmuştu ama şu bir gerçek ki aradaki evlilik bağının kalkmasıyla kaybetme korkusu geri gelmişti. Her şeyin başı olan o korku… 

Korku olmayınca aşk bile mümkün olmuyordu, çok iyi anlamıştım. Boşanmak bize iyi gelmişti. Çünkü esasında ikimiz de evliliğin ciddiyetini hiçbir zaman kavrayamamıştık. Erken evlenenlerin en büyük sorunu bu aslında. Evliliğin ne olduğunu bilmeden henüz çocukken bu işe kalkışmak doğru değil! O yüzden benden duyacağınız tek tavsiye şu olabilir; evlenmeden önce mutlaka beraber yaşayın. Bunu yapmadan evlenirseniz göreceksiniz ki o evlenene dek geçen pırıltılı dönemde çok iyi tanıdığınızı zannettiğiniz adam ya da kadın evin kapılarını kapatınca bambaşka birine dönüşüyor. Ve sadece çocuk yapmaya karar verirseniz evlenin. O da illa evlenmeniz gerekiyorsa. Hikayeme geri dönersek; sevmediğim biriyle aynı evde tekrar yaşamaya başlamıştım ve bu dünyanın en zor durumuydu evet ama benim de ilişkimiz adına motivasyonum geri gelmeye başlamıştı, hissediyordum. En önemlisi ise o tekrar hamileydi. İkimiz de yeni bir bebeğimiz daha olsun çok istemiştik. Sanki o bebekle her şeye yeniden başlayacaktık. O yüzden şimdilik boşanmış ama birlikte yaşamaya devam eden bir çift olarak kalacağız. Her ne kadar çevremiz bu durumu yabancılasa da… Her ne kadar kızım her gün tekrar evlenmemizi istese de… Yapmayacağız. Çünkü benim deneyimime göre evlilik mutsuzluğu, ayrılık ise mutluluğu getiriyor.”


Kaynak:http://www.elele.com.tr/



Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle
Paylaş:
Devamını Oku

Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi

Merhaba Herkese; Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi bugün bloğuma konuk oluyor. Dokusu yumuşacık bir krem Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi. Özellikle el ve ayaklarımda yumuşatıcı özelliğini severek kullandığım bir krem. Birçok krem denedim bu krem gerçekten nemlendirme özelliği çok iyi olan bir krem.Sanırım bunun sebebi kremin içerisinde yer alan zeytinyağı.
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi 

Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi 

Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi Paraben içermiyor ve ecocert sertifikalı aktif madde içeriyor.200 ml'lik ambalajı da gerçekten oldukça büyük ve bereketli. Tüm ailenin nemlendirme ihtiyacını karşılayacak kadar büyük bir ambalaja sahip.

Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi 

Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi 
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi, doğal içeriğe sahip bir krem olarak evlerimizde rahatlıkla kullanabileceğimiz bir krem. Ayrıca yerli sermaye ile üretilmiş olması da cabası.İnce bir yapıya sahip olan Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi yüz hariç tüm vücudunuz için ideal bir nemlendirici krem.Ben oldukça memnun kaldım ve tavsiye ederim.Siz ne düşünüyorsunuz?
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi
Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremi 


Siz Eyüp Sabri Tuncer Doğal Zeytinyağlı El ve Vücut Kremini denediniz mi?


Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle



Paylaş:
Devamını Oku

7 Nisan 2016 Perşembe

Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi

Bugün bloğumun ikinci konuğu Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi. Bu sprey özellikle sıcak havalara girerken büyük bir kurtarıcı. Terleyen ayaklarınıza narenciye ve nane aromalı kokusuyla güzel bir koku verdiği gibi ayaklarınızı ferahlatıyor da.Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi ayrıca serinletici özelliğe de sahip. Bu kadar özelliği bir arada bulunduran gayet başarılı bir ayak spreyi.
Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi
Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi

Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi
Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi
Avon'dan satın alabileceğiniz Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi yaz kış kullanabileceğiniz ve tavsiye edebileceğim bir ürün. Siz ne düşünüyorsunuz?
Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi
Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyi


Siz Avon Foot Works Serinletici Ayak Spreyini denediniz mi?




Buraya tıklayarak beni GFC takibine alabilirsiniz ve beni Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın !

Yorumlarınızı bekliyorum :) Sevgilerimle




Paylaş:
Devamını Oku